Basın mensuplarına yapılan hizmetleri yerinde gösteren Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Bayburt Belediyesi’ne ve kendisine yönelik eleştiriler hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
Belediye Başkanı Hacı Ali Polat ve basın mensuplarının ilk durağı METİP proje alanı oldu. Mevsimlik işçilerin barınma ihtiyacını karşılamak üzere prefabrik konutların yapılması planlanan bölgede Belediye Başkanı Hacı Ali Polat basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu.
Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, eleştirilere karşı cevap hakkını yapılan hizmetleri göstererek vermek istediğini ifade ederek, “Bizim hizmetlerimiz kendini anlatıyor. Şimdiye kadar konuşup da insanlarımızı vaatlerle tatmin eden bir politika sürdürmedik. Çok reklam da yapmadık, hizmetlerimizi de anlatmadık. Ama işlerimiz kendisini göstermeye başladı. Yapılan hizmetlerin kendini göstermesi muhalefette bulunan arkadaşlarımızı rahatsız etmiş olmalı ki; bugüne kadar ses çıkarmadılar, daha yeni sesleri çıkmaya başladı.” dedi.
Belediye Başkanı Polat, yapılan eleştirilen aceleci bir bakış açısıyla yapıldığını dile getirerek, sadece muhalefet etme anlayışıyla yapıldığını söyledi. Dile getirilen şikâyetlerin dikkatle incelendiği zaman temelsiz olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Polat, Türkiye’nin ve Bayburt’un geldiği noktada bu eleştirilen kendilerine zemin bulamadıklarına dikkat çekti.
Belediye Başkanı Polat açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Türkiye’nin dış politikada ki durumu, sağlıkta, ekonomide, eğitimde, ulaşımda, telekomünikasyonda kat ettiği mesafe şu anda gözler önünde. Bunu dost düşman herkes takip ediyor. Ancak şuna cevap vermek zorundayım: ‘Ak Parti iktidarının Bayburt ölçeğinde yapmış olduğu hizmet ve politikalar tam bir hayal kırıklığı yaşattığı’ ve ‘ 10 yıldır Bayburt Belediyesi’nin iktidarın yanında olmasına rağmen yeteri kadar hizmet üretemediği’ vurgusu. Bu eleştirileri bizlere yöneltenler şunu kabul ediyor bu açıdan kendilerine de teşekkür ediyorum. ‘İktidar partisi belediyesi yapmış olduğu hizmetlerde mutlaka halkın faydasına ve refahına yönelik çalışmaları da olmuştur.’ Bunu kabul ettiklerinden dolayı kendilerini tebrik ediyorum. Ancak ne yazık ki bunu itiraf eden il başkanı daha sonra kızmış olmalı ki konuşmasının devamında “ Yapılan elle tutulur hiçbir hizmet yok” şeklinde bir açıklamayla konuşmasına devam etmiş. Bu noktada şuraya dikkat çekmek istiyorum; hem yapılan hizmetlerin faydalı olduğunu kabul ediyor, hem de yapılan elle tutulur bir hizmet yok diyor. Şimdi bu eleştiriyi yönelten il başkanı arkadaşımız 2009 yılında belediye başkan adayıydı. O gün bizimde vatandaşlarımıza sözlerimiz vardı. Arkadaşımızın da vatandaşlarımıza sözleri vardı. Biz de en başta bir söz verdik. İkimizin de ne baştaki sözü “ Bayburt’un su sıkıntısının giderileceği” sözüydü. Biz bu süre içerisinde vatandaşımızı susuz bırakmadan en kısa zamanda güzergahı değiştirmek suretiyle ve iktidarın gücünü kullanmak suretiyle su isale hattını 2011’in Kasım ayında tamamladık ve vatandaşlarımızı susuz bırakmadık. Şu anda da çalışmalarımız bu konu üzerinde devam ediyor. Ben basın mensubu arkadaşlarımıza yapılan hizmetlerin hangisini anlatayım diye bir çalışma yaptım ve ilk hamlede aklıma gelen 69 başlık buldum. Sizlere bu hizmetlerin hepsini tek tek göstereceğim. Bu hizmetlerin her hangi biri hakkında sormak istediğiniz soru olursa buyurun hiç çekinmeden sorun. Bu hizmetlerin her biriyle alakalı gerek proje, gerek resim olsun bilgileri sizlere aktarabiliriz.”
“Görünen köy gerçekten kılavuz istemiyor. Bir diğer ifadeyle Güneş balçıkla sıvanmıyor. Caddelerimizde, sokaklarımızda, parklarımızda Çoruh kenarında, Şehit Osman’da, Kale’de, İmarettepe’de, somut çalışmalarımızı herkes görüyor, herkes de takdir ediyor. Zannediyorum halkımızın bu takdiri muhalefeti harekete geçirdi. Tabanlarının Ak Parti’ye kayma korkusu sardı onları. Artık ne Türkiye’de ne de Bayburt’ta Ak Parti’nin rakibi yoktur. Biz kendimizle yarışıyoruz. Bizi ve yaptığımız faaliyetleri yok saymaya çalışma girişimleri devam edebilir. Karalama kampanyaları devam edebilir. Hatta reklam tabelalarımızı karalayabilirler ama gerçekten bu davranışlar bizim hızımızı artırmaktan başka bir işe yaramayacak. Biz bu tür davranışlar karşısında gerçekten kendimizi daha da motive ediyoruz. Daha çok çalışma azmiyle besleniyoruz. Çalışmalarımızı biz görev süremizin sonuna kadar devam ettireceğiz.
“Ben Sayın İl Başkanımızı insani olarak gerçekten bir kardeşimiz gibi görüyor, kabul ediyor ve seviyorum. Ama siyaseten duyduğu sorumluluk gereği zannediyorum böyle bir beyanat vermek zorunda kaldı. Aceleye getirilmiş olmalı, ifadelerde o kadar çelişki ve zıtlık var ki, bir paragrafta doğru denilen arka tarafta yanlış olarak lanse ediliyor. Diğer yandan belediye meclisimizde bulunan MHP üyelerinin destekleriyle faaliyete geçirdiğimiz hizmetleri eleştirmeye başlamış sevgili il başkanımız. Örnek verecek olursam parkomat sistemiyle ilgili bugüne kadar vatandaşımızdan memnuniyet ifadesinden başka bir şey duymadık. Bu uygulamayı hayata geçirdiğimiz ilk zamanlarda esnafımızdan tepkiler geldi. Daha sonraları uygulamanın ne kadar yerinde olduğunu göründe diğer caddelerde ki esnaflarımızda bu uygulamanın kendi bölgelerinde de hayata geçirilmesini talep etti. Eğer belediye meclis tutanaklarını il başkanımız takip eder ya da bu beyanatı vermeden önce meclis üyesi arkadaşlarıyla istişare etmiş olsaydı bu uygulamayla ilgili almış olduğumuz meclis kararının altında onlarına imzalarını görecekti. Meclis kararları oy birliğiyle alınmış kararlardır. Onun için kendi üyelerinin de evet dediği bir uygulamayı eleştirmek doğru değildir. Bir noktada da halk tarafından gerçekten kabul edilmiş bir uygulamanın karşısında yer almak, muhalefet sorumluluğu büyük olan il başkanıma gerçekten çok fazla da yakışmadı diye düşünüyorum. Tabii seçimlere yaklaşıyoruz. Öne çekme çalışmaları vardı olmadı şimdi zamanında yapılacak. Yaklaşık olarak 15 ay var. Zannediyorum il başkanımızı tedirgin eden de bu olmalı. Ama biz yaptıklarımızı anlatabilsek yeter diye düşünüyorum. En önemlisi de yaptıklarımız kendilerini anlatıyorlar. Gözle görülüyor yaptıklarımız, vatandaşlarımız da bu hizmetlerimizden memnun.”
“Şu anda tatil günü olmasına rağmen en az on noktada çalışmalarımız devam ediyor. Kaldırım çalışmalarımız, park çalışmalarımız, ağaçlandırma çalışmalarımız, SODES projelerimiz, kalkınma ajansı projelerimiz, HES çalışmalarımız, kentsel dönüşüm çalışmalarımız hepsi şu anda devam ediyor. Tüm bu alanlarımızı sizlere tek tek göstereceğim. Sizlerde bakacaksınız, bizim hizmetlerimiz gerçekten göz boyamaya yönelik faaliyetler mi yoksa göz dolduran faaliyetler mi, bunu hep beraber göreceğiz.”
“Şu anda bulunduğumuz alandan bahsedeyim. Bu alan Yeni Şehir Parkı bütünlüğünde görülen bir alan. Burada ne gibi çalışmalar yapılıyor ve bizimle ne alakası var onu anlatmak isterim. Yukarıda gördüğümüz ve geçen günlerde açıkladığımız METİP projesi az ileride hayata geçirilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın, Özel İdareye gönderdiği meblağ ile mevsimlik tarım işçilerinin barınması için prefabrik konutlar yapılacak bu alanda. Özel İdare uygun alan için belediyemize müracaat etti. Bizde 12 bin metrekarelik bu arsayı kendilerine tahsis ettik. Bu alanda yaklaşık otuz adet prefabrik ev yapılacak. Bu proje sürekli söylediğimiz turizm altyapısına yönelik projelerimizden bir tanesi.”
“Bu alanın hemen yan kısmında belediyemizin kalkınma ajansına sunduğu bir projemiz daha var; Saklı Cennet projesi. Bu alanda yaklaşık olarak 60 bin metrekarelik bir arazi. Burada da yirmi ya da yirmi beş prefabrik ev ya da bungalov ev yapacağız. Ortasında da 20 bin metrekarelik bir havuz yapacağız. Havuz içerisinde iki ada yer alacak. Adaların bir tanesinde lokanta, bir tanesinde de kafeterya yer alacak. Havuz içerisinde su bisikletleriyle gezebilme imkanı olacak. Bu projemiz de şu anda devam ediyor. Özel İdare’ye teşekkür ediyorum, kendilerinin iş makinelerini aldık.”
“Hemen karşı tarafımızda taşkın koruma duvarı çalışması devam ediyor. Şimdi tbu çalışmayı Devlet Su İşleri yapıyor denilebilir. Çünkü bazı projelerle ilgili böyle söyleniyor. Bazı projelerde de böyle söyleniyor. Onunla da ilgili bir açıklama yapmak zorunda kaldık.”
“Bu projeyle ilgili olarak geçen yıl DSİ’den talepte bulunduk. Erzurum köprüsünden yukarıya doğru taş tahkimat yapılmasını talep ettik. Bu talebimizi bölge müdürlüğü geçen yıl reddetti. Sene başında Orman ve Su İşleri Bakanımız Bayburt’a geldiği zaman kendilerine bu yönde bir talebimiz olduğunu bildirdim. Bakanımızda, DSİ Genel Müdürümüz ve bölge müdürümüze gerekli talimatı verdi ve bu çalışma bu sene başladı. Şimdi bu sıkıntımızı bakanımıza aktarmasaydım bu iş yapılabilir miydi? Şimdi sormak isterim; burada bizim hiç emeğimiz yok mu? Kim bunu inkâr edebilir?”
“Burada aynı zamanda Bayburt Belediyesi olarak bugüne kadar üretilmiş, benim en önemli proje diye tabir ettiğim Genç Osman HES projemiz var. Santral ve tribün bu bölgede yer alacak. Kırcakol Köyü’nün üst kısmından tünel aracılığıyla suyu buraya taşıyacağız. Bu noktada da elektrik üretimimizi yapacağız. HES projemiz ne aşamada diye sorarsanız: Şu anda her şeyiyle hazır durumda, projemizi tamamladık, Enerji Piyasaları Denetleme Kurulu’ndan gerekli lisansımızı aldık. İller Bankası’na kredi müracaatımızı yaptık ve kredimiz onaylandı. İller Bankası bizden bu noktada bir talepte bulundu. Bu projenin belediye için gerçekten önemli bir proje olduğunu ve bu projenin farklı amaçlara yönelik satılması ya da devredilmemesi için bizden meclis kararı istedi. Bizde bu kararı aldık ve gönderdik. Şunu da ifade edeyim, bütün kamuoyuna duyuruyorum; HES’le ilgili hiçbir talebimize MHP’li arkadaşlarımız evet demedi. Sadece bu projemizi satmamamıza yönelik projemize evet dediler. Yani başında emekleri olmayan bu projemizin sonunda satılmamasına evet dediler.”
“Şimdi bu projeyi yapmak istiyoruz ve yapacağız. Şu an var olan haliyle bu projeye 2 milyon dolar fiyat öneriyorlar. Biz bu projeyi satmak isteseydik, iller bankasından kredi talep aşamasına kadar bu işi yürütmezdik. Ayrıca şunu da söylemek istiyorum bu konuyla ilgili birinci oturumumuzda bütün arkadaşlara dedim ki; “Biz artık siyaseti bir kenara bıraktık. Dün yarıştık, bugün bir grup olduk. Hepimizin birinci görevi Bayburt’a hizmet etmek.Yaptığım ve yapacağım doğru projelerde sizlerden destek istiyorum. Yanlış yapacağım bir şey olursa da beni ikna edin ve ondan vazgeçirin. Çünkü bizim yanlış yapma lüksümüz yoktur. Yanlış yaparsak Bayburt’a zarar, doğru yaparsak Bayburt’a yarar sağlarız. Faydalı her şeyde desteğinizi istiyorum, zararlı gördüğünüz bir şey varsa desteğinizi vermeyin, tam tersine beni ondan vazgeçirmenizi istiyorum. Bu kadar açık konuşmama rağmen HES projesi sırf bana, partime, grubuma ve Bayburt Belediyesi’ne prestij kazandıracağı için destek vermediler. En sonunda dediğim gibi satılmasına engel olmak için destek verdiler.”
“Burada gösterdiğimiz dört farklı proje devam ediyor. HES projesinin bu kış nasip olursa ihale aşamasını gerçekleştireceğiz. İnşaat sezonu başladığı zaman HES projesinde de kazmayı vuracağız inşallah.
Buranın aşağısında Şair Zihni Kent Ormanı yer alıyor. Hükmü Pekmezci döneminde buraya 500 adet ağaç dikilmiş. Biz buraya 2 bin 500 adet ağaç diktik. Hemen park girişinden Masal Park projemiz yapılıyor. SODES’e yaptırtmış olduğumuz bir projeyle Bayburt’un gerçekten görsel güzelliğine güzellik katacak bir projede orada devam ediyor.”
Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, basın mensuplarıyla birlikte gerçekleştirdiği METİP, Saklı Cennet, Şair Zihni Kent Ormanı ve Masal Park gezilerinin ardından, incelemelerine Rabia Kadıoğlu Parkı, Ay yıldız Caddesi, İmarettepe ve Çaykara Kavşağı gezileriyle devam etti.
Basın mensuplarına yapılan hizmetleri anlatan Başkan Polat, geçmişte yapılan ve bugün yapılan hizmetleri karşılaştırarak çalışmalar hakkında sayısal veriler sundu.
Belediye Başkanı Hacı Ali Polat ve basın mensuplarının METİP, Saklı Cennet, Şair Zihni Kent Ormanı ve Masal Park gezileri yapılan diğer hizmet alanlarının ziyaret edilmesiyle devam etti.
İkinci etap gezilerinin ilk durağı Yeni Sanayi Sitesi önü anayol orta refüj çalışmaları oldu. Belediye Başkanı Polat, bu noktaların şehrin giriş ya da çıkış noktaları olduğu için önemli olduklarını belirtti. Şehre bu noktalardan giren insanların ilk izlenimlerini bu noktalarda oluşturduğunu ifade eden Belediye Başkanı Polat, “Şehrin girişleri ve çıkışları gerçekten çok önemli. Dışarıdan gelen insanların şehirle ilgili ilk izlenimlerini, ilk gördükleri şeyler oluşturuyor. Bunu bildiğimizden dolayı anayol üzerindeki orta refüjlere gerçekten çok önem verdik.” dedi.
Orta refüj düzenleme çalışmaları kapsamında 9 bin 500 metrelik bir ağaçlandırma çalışması yapıldığının altını çizen Belediye Başkanı Polat, yapılanların ortada olduğunu bildirdi.
Belediye Başkanı Polat açıklamalarını şu şekilde devam etti:
"Erzurum-Trabzon ve Erzincan hattında toplamda 12 bin metrelik bir orta refüjümüz var. Ben göreve başladığım zaman orta refüjlerde toplamda çoğu Yavuz Şahin zamanında yapılmış, 2 bin 200 metre civarında orta refüj ağaçlandırma çalışması vardı. Biz de buna 9 bin 500 metrelik orta refüj ağaçlandırma çalışmasıyla katkıda bulunduk. Tablo ortada, bir söz vardır : ‘Halep ordaysa arşın da burada.’ İsteyenlerin ölçme imkanları mevcut.”
“Yeni Sanayi Bölgesi Kopuz Köprüsü mevkii yol ayrımından başlayarak, Kayışkıran mevkii tepesine kadar bu orta refüjümüzü ağaçlandırdık. Buna ek olarak Kredi Yurtlar Kurumu önünden başlayarak Çaykara Kavşağına kadar orta refüj ağaçlandırmasını yaptık. Buralarda kullandığımız ağaçların tamamını da Orman ve Şu İşleri Bakanlığı ve Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü’nden ücretsiz aldık. Çünkü biz her şeyi parayla yapmıyoruz. Kaynak oluşturarak yaptığımız hizmetin kıymeti vatandaşlarımız tarafından daha iyi anlaşılıyor. Böylelikle bütçemizi de yükten kurtarıyoruz. Aynı zamandan ağaçlarımızın sulaması da daha önce itfaiye yardımıyla gerçekleştiriliyordu. Ağaç sayımızı artırdığımız zaman bu yöntemle sulamanın yetersiz kaldığını gördük. Bunun için ağaçlarımızın diplerinden sulama hattı geçirmek suretiyle damla sulama sistemimizi de gerçekleştirmiş bulunuyoruz.”
“Bu çalışmalarımızı da İş-Kur’un TYÇP projelerinden belediyemize gelen arkadaşlarla yaptık. Şu anda gördüğümüz gibi bu noktada ağaçlandırma çalışmamızdan sonra peyzaj çalışması yapıldı. Bulunduğumuz alana yaklaşık geçtiğimiz bir ay içerisinde 75 kamyon toprak serimi yapıldı. Bu çalışmamız Kayışkıran Mevkii’ne kadar devam edecek. Önümüzdeki dönemde buranın çimlendirmesini yapacağız. Şehrimize dışarıdan gelen insanlar yemyeşil bir çevre,ağaçlandırılmış bir ortam ve bakımlı, modern bir şehir görecek.”
“Aynı zamanda bulunduğumuz nokta Yeni Sanayi Bölgesi’nin ön kısmı. Bir kalkınma ajansı projesiyle de sanayi çalışanlarının ihtiyacı olan 80 taşıma kapasiteli elektronik kantarı sanayimize kazandırmış olduk. Şu anda da faal durumda. Yine geçtiğimiz sene sanayi bölgesi önündeki boş alanda ağaçlandırma çalışması yapmıştık. O noktada da bin 250 adet yetişkin ağaç dikimi gerçekleştirdik. Şehrimizin güzelleşmesini ve bakımlı olmasını istiyoruz. Dışarıdan gelen insanların fikir edinmeye başladıklarında akıllarında olumlu bir görüntü oluşturmaya çalışıyoruz.”
Belediye Başkanı Hacı Ali Polat ve basın mensuplarının bir sonraki durağı Rabia Kadıoğlu Parkı oldu. Rabia Kadıoğlu Parkı’nın daha önceki halinin içler acısı olduğunu ifade eden belediye başkanımız daha sonra bölgenin yaşadığı değişimi anlattı.
Belediye Başkanı Polat Rabia Kadıoğlu Parkı’ndaki açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:
“Şu anda bulunduğumuz alanın iki sene önceki halini herkes biliyor. Çoruh kenarı, insanların gezmeye korktukları karanlık bir alan, izbe yerler çalıların etrafı kapladığı bir noktaydı. Bir aracın bile geçemeyeceği darlıkta olan bir yerdi. Biz 2009 yılında göreve başladığımızda kendimize bir hedef koyduk. Dedik ki, Çoruh’un her iki kenarını da vatandaşlarımızın kullanımına açacağız ve Bayburt’un yüzünü Çoruh’a çevireceğiz. Bu noktanın boş alan olması sebebiyle çalışmalarımıza bu noktadan başladık. Bu tür yerlerde çalışma yapmak gerçekten daha kolay. Yerleşim yerleri daha zor, çünkü istimlak edilmesi gerekiyor, kimi bölgelerde vatandaşlarımız belediye arsasını işgal etmiş vaziyette vesaire.”
“2009 yılında burası için bir proje geliştirdik. İller Bankası’ndan nüfusumuzla doğrudan orantılı ödenek aldığımızdan dolayı belediyemiz bu tür projeler yapacak durumda değil. Ama biz ümitsizliğe kapılıp da elimizde imkanımız yok diye yerimizde oturmadık. İmkanlarımızı zorladık, sağdan soldan alabileceğimiz ilave kaynakların peşine düştük. Bunu yaparken de Bayburt’un izzeti haysiyetine, şerefine, Bayburt Belediye Başkanlığı’nın onuruna zerre kadar halel getirmemeye dikkat ettik. Projemizi yaptık, dostlarımızla birlikte İstanbul’da nazımızın geçtiği belediyelere gittik. Mesela burayı Esenyurt Belediyesi’ne teklif ettim. İlk başlarda kabul etmediler, yapamayız, prosedüre uyduramayız dediler. Ama ben burayı yapmak zorundaydım. Çünkü Çoruh kenarına bir şey yapmak zorundayız. En sonunda kabul ettirdik. Çünkü Esenyurt Belediye Başkanı bizim eniştemiz. Bu aşamada da Bayburt’ta taşkın koruma duvarı ihalesi yapılmıştı ve bu işin yapımına başlanmıştı. Ama bu alan taşkın koruma alanı içerisinde değildi. Müteahhit buranın duvar yapım işini planı içerisine koymamıştı. O günkü Valimiz Kerem Al ile birlikte DSİ Genel Müdürlüğü’ne, bölge müdürlüğüne müracaatlarımızı, baskılarımızı yaptık. Ve sonucunu aldık.”
“Öncelikle bu kısmın 600 metre uzunlıktaki alt beton kısmını köprüye kadar, bu köprüden daha aşağıdaki demir köprüye kadar olan 350 metrelik kısmı da yaptırdık. Sonra üst kısım çalışmalarına, yani peyzaj çalışmalarına başladık. Birinci etabını Haziran ayı içerisinde tamamlayarak açılışını gerçekleştirdik. İkinci etabı da tamamlanan parkımız şu anda halkımızın hizmetinde fakat açılışını henüz yapmadık. Buradaki hedefimiz bu yolu Taş Köprü’ye kadar devam ettirmek. İnsanlarımızın rahat yürüyebilecekleri, gezebilecekleri, oturma yerlerinde insanlarımızın vakit geçirebilecekleri alanlar oluşturmak istedik ve yaptık. Bu hizmetimizi yaptıktan sonra gerçekten aklıselim insanlar tarafından çok olumlu tepkiler aldık. Bayburt değişiyor dedirttik.”
“Bunun yanı sıra farklı bir projemiz daha vardı. Dedik ki; Çoruh çok hızlı akan bir nehir. Ve hızlı akan nehirde görsel oyunlar, ışık oyunları yapma imkanımız yok. Bunun için nehri belirli aralıklarla dizginlemek gerekiyor, durgunlaştırmak gerekiyor. Teknik olarak bu işlem Birit olarak adlandırılıyor. Bizde buraya uygun birit modelleri geliştirdik. Ben özellikle araştırdım, bilen insanlara danıştım ve şu anda iki biritin üçte ikisininin betonlarını attık. Diğer yaka kısmına da aynı işlemi yapmak için betonların kurumasını bekliyoruz.”
“İki çeşit birit geliştirdik. Biri sabit, diğeri hareketli. Daha alt kota yapacağımız birit hareketli olacak. Yani hidrolik sistemle çalışan kapaklı bir yapıya sahip. Nehir taştığı zaman kapatılan azaldığı zaman ise açılan ve suda durgunluk oluşturacak bir sisteme sahip. Bu çalışmada şu anda devam ediyor.”
“Aynı zamanda dedik ki, şehir güzel görünsün. Şehirdeki binalarımızı boyayalım. Şehirde görüntü kirliliği oluşturan her tarafı boyayalım. SODES’e bir proje yazdık. Bu projeyle özellikle Karasakal ve Veysel Efendi Mahalleleri’nde bu işi yapmaya maddi gücü yetmeyen vatandaşlarımızın evini boyadık. Aynı zamanda üzerinde bulunduğumuz kısmın alt duvarını da örme taş motifi şeklinde boyadık.”
“Yine karşı kısımda bir projemiz daha yer alıyor. Gençlik Parkı projesi. Oraya da önceki dönem Valimiz Kerem AL ile birlikte başlamıştık. Bu kısma Kültür Bakanlığı tarafından aktarılan 500 bin TL değerinde bir iş yapıldı. Bundan sonra da kış içerisinde kalan bölümünü tamamlayıp, yaz aylarında devamını getireceğiz. Karşı tarafta bulunan Baykent’in eski halini arşivlerinizden çıkarıp bakmanızı tavsiye ediyorum. Baykent önceki dönemde nasıldı, şimdi nasıl? Oraya yaklaşık bin 250 metre boyunda üç-dört metre yüksekliğinde Bayburt Taşı’ndan duvarlar yaptık. Duvarların hemen alt kısmında bulunan yamaçları da ağaçlandırdık. Bu düzenleme projemiz oraya yaptığımız merdiven projesiyle başladı, ondan sonrada devam etti.
Şu anda da arkadaşlar Ay yıldız Caddesi’nde kaldırım çalışmalarını bitirdiler. Orada merdivenler yaptık. Bugün tatil günü olmasına rağmen arkadaşlarımız asfaltlama çalışmalarına devam ediyor.”
“Şunu da ifade edeyim; aşağıda bir köprümüz var. Daha önce bu köprümüz yoktu. Bu köprünün şu anda her hangi bir adı yoktur. O köprüye isim vermek için sponsor bekliyorum. O köprüyü kim giydirirse kim ışıklandırırsa, köprünün ismine, giydirme işini yapan kişinin ismini vermeyi taahhüt ediyorum. O köprünün yapılmasıyla daha aşağıdaki şimdi ismini Erzincan Köprüsü koyduğumuz köprünün yapılması da biraz önce anlattığım DSİ’nin taşkın koruma ihalesi içerisindeydi. Ancak şunu söylemek istiyorum müteahhit özellikle köprülerde kırım çok yüksek olduğundan dolayı köprüleri yapmayı düşünmüyordu. Ancak biz o günkü milletvekilimiz Fettani Bey ile bölge müdürlüğü nezdinde ki girişimlerimiz, genel müdürlük nezdinde ki girişimlerimizle hem bu köprüyü hem de Erzincan Köprüsü’nü yaptırdık.”
“Cemiyet Köprüsü ile alakalı Sayın İl Başkanımızın ifadesi var. Adı neden Erzincan Köprüsü oldu. Asırlık Cemiyet Köprüsü neden Erzincan Köprüsü oldu. O köprünün eski halini bilenler asırlık bir köprü olmadığını da bilir. Hani bir deyim vardır: Kel kız ölünce sırma saçlı olurmuş. Daha bir sene öncesine kadar ağır tonajlı kamyonların o köprüden geçemediğini biliyoruz. O köprüyü yıktırdık ve DSİ müteahhidine yenilettirdik. Ondan sonrada Erzincan Belediyesi’ne giydirmesini yaptırmak suretiyle adını da Erzincan Köprüsü koyduk.”
“Tabi yeri gelmişken neden Erzincan Köprüsü, neden Kadıoğlu Parkı koyduk onu açıklayayım. Bayburt bu bağnazlığı bir kenara bırakmak zorunda. Birilerinin isimlerini eserlere vermek her şeyden önce bir vizyon meselesidir. Bu durumda bu uygulamaya karşı çıkanlara soruyorum: Yukarıdaki köprünün adı nedir? Erzurum Köprüsü. Neden Erzurum Köprüsü, bizi Erzurum’a götürdüğü için. Aşağıdaki köprünün ismi ne? Taş Köprü. Ne demek Taş Köprü? Yapıldığı malzemenin adını mı vermek gerek? Yani şunu söylemek istiyorum; bizim yapacağımız eserlere vereceğimiz isimlerimiz o kadar fazla ki, tarihi değerlerimiz, tarihi ve edebi kimliklerimiz, yazarlarımız, şairlerimiz, şehitlerimiz var. İsimleri cisimlerde yaşatmak bir vizyon meselesidir.”
“Şimdi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü dediğimiz her an Fatih Sultan Mehmet’i hatırlıyor muyuz? Evet. Necip Fazıl Köprüsü olsa adı belli olmayan bu köprümüz daha iyi olmaz mı? Ya da Bayburt’ta konağını kurup, Ozulu Caddesi’nde Şark Cephesini yöneten Fevzi Çakmak ile ilgili Bayburt’ta isminin verildiği bir eser var mı? Yok. Neden Fevzi Çakmak’ın ismini benden öncekiler her hangi bir eserde yaşatmamışlar.Yani bu bir anlayış meselesi, hayata bakış felsefesidir.”
“Şunu yapacağım; adı anlamsız olan eserlere anlam yüklemek adına kendi değerlerimizin isimlerini vereceğim. Ağlar Baba Köprüsü, İrşadi Baba Köprüsü, Ekmeleddin Baberdi Parkı, Necmettin Erbakan Parkı, Alparslan Türkeş Parkı gibi bu isimleri vermekten çekinmeyeceğim. Bu noktada şunu söyleyebilirler: ‘Sen Alparslan Türkeş Parkı ismini verebilir misin?’ verebilirim. Bu ülkeye hizmet etmiş insanlar, siyasetin belli noktasında olan insanların isimlerini yeni nesle özellikle anlatmak, tanıtmak amacıyla bu isimleri bir yerlere vermekten Bayburt korkmamalı. Bayburtlunun gönlünün ben yeteri kadar geniş olduğunu düşünüyorum. Erzincan Belediyesi yapmasa da o köprüye Erzincan Köprüsü desek hiç problem olmazdı. Bu dostluğu geliştiren bir uygulamadır. Kim bir yere bir isim vermek istiyorsa bizim gönlümüz o manada geniştir. Gelsin bizlere desinler ki, ‘Bu köprüyü giydireceğim fakat babamın ismini koyacağım’ yani ne olur. Kazım Erdem’in ismini üniversitede yaptırdığı binaya koymadıkta iyimi yaptık? Beş sene boyunca vefasızlığımız konuşuldu. Ama şimdi hamd olsun yeni gelen rektörümüz bizi o karadan kurtardı. Kendisine ve Üniversite Senatosu’na bu konuda teşekkür ediyorum.”
“Bayburt’a hizmet aktaran, katkı sunan, Bayburt’u düşünen, Bayburt diye yanıp tutuşan insanların isimlerini bir yerlere vermekten korkmamak gerekiyor. Bu korku bizde yoktur, istiyoruz ki hiç kimsede olmasın. Ama şu anda herkes tarafsız bir gözle Erzincan Köprüsü’nün görüntüsüne bir baksın. Bayburt’a güzellik mi kattı, yoksa çirkinleştirdi mi ? Şunu diyebilir insanlar: ‘ Evet, bir güzellik olsun ama, ismini koymayalım. Ne olur ismini koysak. Bayburt ne kaybeder. Ben bu işe devam edeceğim. Benim hizmet anlayışım, yönetim anlayışım budur, vefa anlayışım budur. Kim katkı sunarsa onun ismini bir yerlerde yaşatmaya devam edeceğim.”
Belediye Başkanımız Polat ve basın mensupları Rabia Kadıoğlu incelemelerinden sonra gezilerin bir diğer durağı Ay yıldız Caddesi’ne geçti. Ay yıldız Caddesi ve diğer caddelerde yapılan hizmetler basın mensuplarına anlatan Başkan Polat, çalışmaları için neden bu kadar beklendiğini de şu şekilde açıklığa kavuşturdu:
“2009, 2010 ve 2011 yılında özellikle Bayburt’taki doğalgaz çalışmalarından sonra yoğun şekilde yollarımızda bozulmalar oldu. Bunu herkes biliyor. Ciddi manada eleştiri aldık bu konuda. Ama bizim bir planımız, programımız vardı. Dedik ki; bir sene sonra kazılacağını bile bile yollara masraf yapmanın bir anlamı yoktur. Bizde planımızı 2012 yılına getirmiştik. Bayburt’ta 2011 yıl sonu itibariyle doğalgaz kullanım oranı yüzde 80’lere ulaşmıştı. Bu da Türkiye genelinde doğalgaz kullanım oranıyla ilk on içerisinde yer almak anlamına geliyor. 2012 başlarında Bayburt için bu yıl altın yıl olacak demiştik. Bu sözümüzün boş olmadığını da herkes görüyor. 2012 yılı başından itibaren hem asfalt çalışmaları hem kaldırım çalışmaları devam ediyor. Şu anda da tatil günü olmasına rağmen Özel İdare ücreti karşılığında bizlere asfalt üretiyor ve bizde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.”
“Özel İdare yaklaşık 5 bin ton asfalt üretecek bizlere. Bununla daha önceki dönemlerde asfaltlanmamış mekanların asfaltlamasını yapıyoruz. Mesela TOKİ öğretmen konutlarının bin 250 metre asfaltını yaptık. Afet evleri yaklaşık on beş yıldır asfalt bekliyor. Oranında hem kaldırımlarını hem de asfaltlamasını yaptık. Çalışmalar için doğalgaz gelmesini bekledik. Şu anda bulunduğumuz Ay yıldız Caddesi’ne de özellikle Baykent’ten başlamak suretiyle ciddi manada hizmet yaptık. Kaldırım çalışmalarını yaptık. Bazı noktalarda ağaçlandırma çalışması gerçekleştirdik. Gerekli olan noktalarda merdivenler yaptık. Şu anda da asfalt çalışmalarına arkadaşlar devam ediyorlar. Bugün ve yarın yapılacak çalışmalarla asfalt çalışmaları bitecek. Bu sene kullandığımız asfalt miktarı 30 bin tona yakın durumda. Toplamda da yirmi cadde ve sokağın asfalt ve kaldırım çalışmalarını tamamladık. Bunlardan şu anda üç tanesinde çalışmalar devam ediyor, on yedi tanesinin çalışmaları tamamlanış durumda.”
Belediye Başkanı ve basın mensuplarının son durağı Çaykara Kavşağı oldu. Belediye Başkanı Polat, kendisine yöneltilen hizmetlerin haksız yere sahiplenilmesi eleştirilerine değindi. Çaykara Kavşağı’nın kısa zaman sonra hizmete gireceğini bildiren Belediye Başkanı Polat, basın mensuplarına kendisine yönelik eleştiriler hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Şu anda Çaykara Kavşağı’nın uç noktasındayız. İnşallah iki üç hafta sonra buradan araçlarla karşıdan karşıya geçeceğiz. Sayın İl Başkanımızın beyanatında özellikle vurguladığı bir şey var. ‘Çaykara ve Kışla Kavşakları, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir proje. Bunun Bayburt Belediyesi ile ne alakası var ki, Belediye Başkanı fotoğrafını kavşak çalışmasının yanına koymuş. Daha önceki basın açıklamalarımızda projenin bizimle ilgili bağlantısını söylemiştim. Belli ki arkadaşlar takip etmiyor.”
“Özellikle vurgulamak istiyorum, ben göreve başlamadan önce seçim beyannamemde vurguladığım gibi Esentepe Mahallesi ile şehrin bağlantısını kuran kavşağı düzenleyeceğiz diye bir sözümüz vardı. Bu sözümüzü yerine getirmek adına girişimlerde bulunduk ve girişimler aşamasında gördük ki, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün elinde Vauk Dağı’ndan Kop Dağı’na kadar Bayburt’tan geçen yolun BSK ile kaplanması ve sanat yapılarının yapılması diye bir proje var. Bu proje içerisinde Şehir Geçişi Projesi yoktu. Kışla Kavşağı’da, Çaykara Kavşağı’da yoktu. Şehir geçişinde yolun sağ ve sol kısımlarında deforme olan kaldırımların yenilenmesi de yoktu.”
“Ama biz özellikle o dönem ki Milletvekili Fettani Battal ve Karayolları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Bayburtlu Uğur Kenan Adiloğlu ve Ankara’daki bir özel firma ile yaptığımız görüşmeler sonucunda Karayolları Genel Müdürlüğü’nden bir teklif aldık. Bize dediler ki, yapılmasını istediğiniz bu kavşak projesini yaptırıp bize getirir ve yapımını da Karayolları Genel Müdürlüğü’ne kabul ettirirseniz ana proje içerisine bunu da ekleyebiliriz. Bizde Kışla ve Çaykara kavşaklarını özel sektörde projelendirerek Karayolları Genel Müdürlüğü’ne teslim ettik. Ardından projenin kabul edilmesini sağladık. Her aşamasında bu projenin takipçisi olduk. Gerektiği zamanlarda siyasi kanalları kullandık. Sonuç olarak Vauk- Kop arası yapılacak BSK kaplama projesine bu projeyi de dahil ettirdik.”
“Bu noktada biz buna müdahale etmeseydik Kışla ve Çaykara Kavşağı diye bir proje ortada yoktu. Şehir geçişi projesinde sadece yapılacak çalışma şuydu: mevcut yol üzerinde sadece BSK kaplama yapılıp geçilecekti. Dolayısıyla bizim görevimiz, hem kendi kaynaklarımızı hem de siyasi gücümüzü kullanmak suretiyle başka kurumlar vasıtasıyla Bayburt’a hizmet etmek. Orman Genel Müdürlüğü’nden Kent Ormanı’nı almak, Devlet Su İşleri’nden isale hattını almak, taşkın koruma duvarları, köprüler yaptırmak, ya da yapılmış projeler içerisine yeni projeler ekletmek suretiyle Bayburt’a hizmet etmek. Biz bugüne kadar Bayburt için bunları yaptık. Yaptığımız içinde buna sahip çıkmamız en doğal hakkımız.”
“Eğer biz bu işi yapmasaydık, takip etmeseydik, bu işler yapılmayacaktı. Biz takip edip, projelendirdiğimiz için, biz diyoruz ki; bizim bu projede emeğimiz var katkımız var. Dolayısıyla bunun siyasi olarak sahiplenilmesi gerekirse buna da sahip çıkıyoruz.”
“Şimdi bir projenin daha peşine düştüm. Normalde bizim işimiz değil ama sorumluluğumuz gereği değişik işlerde yapıyor ve takip ediyorum. Daha önce de açıkladığımı zannediyorum. Eski Sanayi Mahallesi’nin ortasından geçen yolu üst kota taşımak, viyadük yapmak suretiyle Eski Sanayi Köprüsü’nden Emniyet Müdürlüğü’ne kadar 750 metrelik bir viyadükle, yolun altını kapalı bir pazar yeri, otopark ya da TOKİ ile Eski Sanayi Mahallesi arasındaki yaya ulaşımını sağlayan bir hale getirmek istiyorum. Bunu da Karayolları bürokratlarına teklif ettik. Hatta şu anda Karayolları Genel Müdür Yardımcısı Uğur Kenan Adiloğlu’na özellikle söyledim. O da ‘Evet, olabilir’ dedi ve şu anda Ankara’da bunun projesi yapılıyor. Bende olayı takip ediyorum. Hatta Uğur Bey’e de şunu söyledim: Buranın adını da şimdiden koyuyorum. Buranın adı Uğur Kenan Adiloğlu viyadüğü. Yaparsan senin adını koyacağız dedik.”
“Ama biz şu anda olduğumuz yere Uğur Kenan Adiloğlu’nun ismini verelim. Kışla Kavşağı’na da bu ismi verelim. Neden? Onun katkılarıyla, yardımlarıyla, bizim taleplerimizle oldu bu iş. Yarın buna da itiraz edebilirler. ‘Uğur Kenan Adiloğlu babasının parasıylamı yaptı ki buranın adına kendi ismini koydu?’ diye itiraz edebilirler bizim mikro-milliyetçilik takıntısı olan arkadaşlarımız. Ama bizim hizmet anlayışımız böyle değil. Bizim ahde vefa anlayışımız böyle değil. Katkısı olan adamın ismini veririz. Ben yönetimde olduğum müddetçe de Bayburt’a taşıdığım hizmetlerde katkısı olan şahısların isimlerini eserlerimizde yaşatacağız. Bu eserlere bu isimleri koyduğumuzda ne kaybederiz diye soruyorum ve ancak bağnazlığı kaybedeceğini düşünüyorum. Bağnazlığı da kaybedersek Bayburt’un kazanacağını düşünüyorum. Herkese teşekkür ediyorum.”
İhlas Haber Ajansı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder